Duyuları olan robot el çok yakında

Boğaziçi Üniversitesi’nde ortopedi, cerrahi ve mekatronik alanlarında çalışan bilim insanlarından oluşan 13 kişilik ekibin 4 yıl çalışıp yaptığı antropomorfik robotik el ‘BUel’, benzerlerinin aksine hissedebilecek

Robotlar hissedebilir mi? Evet, çok yakında! Dahası bu bir bilimkurgu filminde değil, İstanbul’da olacak… Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde insan elinden hareketle tasarlanan Antropomorfik Robotik El, yakında hissetmeye başlayacak. Bir şey tuttuğunu, dokunduğunu, görmeden hissederek anlayacak

Dikkat! Baştan söyleyeyim, bu hikâyenin devamı İstanbul’da geçiyor… Geçen yıl ilk 10 bölümüyle büyük tartışma yaratan “Westworld” dizisini bilenler bilir: Dünya öyle bir hale gelmiş ki yapay zekâlı robotlar her işi yapıyor. İnsanlarınsa vakti, parası bol; kendilerine yeni deneyimler, eğlenceler yaratmakla meşguller… Dizide devasa bir film platosunu andıran uçsuz bucaksız bir arazide, ABD’nin “vahşi Batı” konseptine göre tasarlanmış bir eğlence parkı var. Tabii bu, vakti ve parası bol insanlarla dolu o dünyada çok kârlı bir yatırım. Ama bir sorun var. İnsanların bir süre için farklı karakterlere bürünebildiği bu “geleceğin tatil köyü”nde, dahil oldukları senaryolarda rol alan robotlar yapay zekâlı. Parkın ve robotların mucidi de bir türlü tatmin olmuyor. Öğrenebilen, karar verebilen robotlar insan gibi hissetsin, duyguları da olsun istiyor. Yeni yazılımlarla geliştirdiği robotlar insandan farksız, hatta üstün hale geliyor. Zamanla senaryoların dışına çıkmaya, insanlık için tehlikeli olmaya başlıyorlar. Dahası, insanla aralarında ne fark olduğunu sorgulamaya başlıyorlar. Ardından olaylar, olaylar…

Bir gün robotların yaşamlarımızı istila edeceğini söyleyen o kadar çok dizi, film, kitap var ki! ABD başkanlık seçiminde robotlar başroldeydi; seçim bölgelerinde insanların algılarına göre haber üretip tweet’lere cevap vermediler mi? Yeni korkumuz şu: Bir gün robotlar mesleğimizi, insanlığımızı elimizden alır mı? Endişelenmeli miyiz? Evet, kesinlikle! Peki robotlar hissedebilir mi? Evet, çok yakında! Dahası bu bir TV dizisinde değil, İstanbul’da olacak…

4 YILDIR GECE GÜNDÜZ ÇALIŞILIYOR

Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü, 4 yıldır insan elinin fonksiyonlarından yola çıkarak Antropomorfik Robotik El projesini yürütüyor. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan’ın liderliğinde ortopedi, cerrahi ve mekatronik alanlarında çalışan 13 kişilik ekip, gece-gündüz büyük bir heyecanla çalıştıkları laboratuvarın kapılarını HT PAZAR’a açtı. Prof. Dr. Mehmed Özkan ve ekibinden Doç. Dr. Burak Güçlü, Öğr. Gör. Dr. Özgür Kocatürk, Prof. Dr. Semih Takka, Doç. Dr. Erkan Kaplanoğlu ve Prof. Dr. Can Ali Yücesoy ile buluştuk. Heyecan verici projenin ayrıntılarını ve geçirdiği evreleri inceledik. TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı desteğiyle geliştirilen robot el, bugünkü tasarımına ulaşana kadar 56 sürümden geçmiş. En önemlisi de birkaç yıl içinde duyuları olan (yanlış duymadınız!), hissedebilen robot el üreteceklerini söylüyorlar. Adını da birlikte koyduk: “BUel”.

Şimdiki ruh halimiz şu: Korkunun ecele faydası var mı? Hayır, kesinlikle! O halde robotların tadını çıkaralım. Bu saatten sonra yapay zekâlı robotların gelişimini durdurmaya imkân yok. Aslında imkânı varken karar vermekten kaçınan, hislerini giderek kaybeden insanlardan pek farkları olmadığını bir gün mutlaka anlayacaklar!

‘5-6 YIL İÇERİSİNDE DUYU SİNYALİ OLAN ELE ULAŞACAĞIZ’

– BUel, hangi aşamalardan geçti, şu an hangi aşamada?

Mehmed Özkan: 3D yazıcıların çıkmasıyla protez ürünler herkesin gündemine girdi. Bu alanda çeşitli ürünler olsa da hepsinin başlıca problemi hareket serbestliği. İnsana benzer hareketler yapabilmek için elin ileri tasarımına yakın çalışmanız gerekiyor. Enstitümüzde mekanik, elektronik, biyoloji, fizik, kimya alanlarında uzmanlaşmış, birlikte çalıştığımız ekibimizin yaklaşımı, antropoformik yapı denilen insan anatomisine en yakın tasarımı yapmaktı. Mekanik ve fonksiyon olarak iki kemiğin arasındaki bağı benzetemezseniz o hareketleri yakalamanız zor.

– Şimdiki protez tasarımı nasıl?

Mehmed Özkan: Var olan protezlerde elin iç kısmı sabit, oysa elimizin içi sabit değil. Bu tür alanlarda çalışmak istediğinizde elektronik sistemleri hazır alıp kullananlar var. Biz bunun elektroniğini ve mekaniğini kendimiz tasarlayıp üretmek istedik. Projenin geldiği aşama hedefimizden geride, ancak başından beri 5 parmağın hareket fonksiyonunu ve elin iç kısmının hareket eder şekilde tasarımını tamamladık. İnsan sinir sisteminden elektrotlarla komutlar üretilmesiyse projenin yan alanı. Kasın ürettiği elektriksel sinyalleri canlı kaslardan çözümleyerek 7-8 farklı el fonksiyonunu komut halinde algılayıp protez ele geçirebiliyoruz. Mekanik olarak altyapımızı oluşturduk, şu anda prototip olarak fikrimizi test edebileceğimiz bir platforma sahibiz. Gelmek istediğimiz nokta daha hafif ve giyilebilir hale gelmesi.

– Bu el nasıl hareket ediyor? Ağırlığı ne kadar?

Mehmed Özkan: Bir elimizin ağırlığı yaklaşık 570 gram. Bizim protez elin ağırlığı 2 kilo. Hareketi elektrik motorlarıyla üretiyoruz. Bir grup o araştırmayı yürütüyor. Onu başarabilirsek polimerlerin kasılmasından kas hareketine benzer, daha sessiz, daha hafif bir kasılmaya neden olacak bir malzeme kullanmaya başlayacağız. Bu iki mekanik elin tasarımı ve duyu üzerine çalışma TÜBİTAK destekli. Ayrıca üniversitemizin bilimsel araştırma projeleri fonu (BAF) desteğinden de polimerden yapay kasa yönelik çalışma devam ediyor.

 

Kaynak: HaberTürk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.